Bipolar Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Bipolar 1 Tanı Kriterleri
Bipolar Bozukluğu Belirtileri
Bipolar Bozukluğu Belirtileri?

Bipolar bozukluk, zihinsel sağlık açısından oldukça karmaşık olan ve duygusal dalgalanmalarla tanımlanan bir durumdur. Bu rahatsızlık, mani ve depresyon dönemleri arasında ani ruh hali değişikliklerine neden olur. Bipolar bozukluğun belirtileri bireyden bireye değişse de, genellikle şu semptomlar görülür:
Mani döneminde, kişi aşırı enerjik, heyecanlı veya hiperaktif olabilir. Yüksek özgüven, uyku ihtiyacının azalması, hızlı konuşma, düşünce atlamaları ve odaklanma güçlüğü gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Mani döneminde, bireyler riskli davranışlara yatkın olabilir ve alışılmadık şekilde harcama yapabilirler.
Depresyon dönemi ise aşırı üzüntü, umutsuzluk ve ilgi kaybı ile karakterizedir. Uyku düzeninde değişiklikler, enerji eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve intihar düşünceleri de depresyon belirtileri arasında yer alır. Bipolar bozukluğu olan kişiler, bazen mani ve depresyon dönemlerini sırasıyla yaşarken bazen de bu dönemler arasında kararsızlık yaşayabilirler.
Bipolar 1 bozukluk, genellikle ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Doğru teşhis ve tedavi, belirtilerin yönetilmesine yardımcı olabilir. Genellikle psikoterapi ve ilaç tedavisi bir arada kullanılır.
Bipolar 1 bozukluk, kişinin ruh halinde ani değişikliklere ve duygusal dalgalanmalara neden olan bir zihinsel sağlık durumudur. Mani ve depresyon dönemleri arasındaki belirtiler, bireyden bireye farklılık gösterebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, bipolar bozukluğu olan kişilerin yaşam kalitesini artırabilir ve semptomları yönetmelerine yardımcı olabilir.
.
Bipolar Bozukluk: Duygusal Kahramanlık ve İçsel Kaos
Bipolar bozukluk, karmaşık bir zihinsel sağlık durumudur, çünkü duygusal yükselişlerle düşüşlerin belirgin bir kombinasyonunu içerir. Bu rahatsızlık, manik epizodlar ve depresif dönemler arasında belirgin ve anormal ruh hali değişiklikleriyle karakterizedir. Manik epizodlar, aşırı enerji, özgüven ve aktivite düzeylerinin yaşandığı zamanları temsil ederken, depresif dönemler aşırı üzüntü, umutsuzluk ve enerji eksikliği ile belirgindir.
Manik epizodlar sırasında, bireyler kendilerini eşsiz veya ölümsüz hissedebilirler ve genellikle kontrolsüz risk alma davranışlarına yönelebilirler. Bu dönemde uyku ihtiyacı azalır ve düşüncesiz veya tehlikeli davranışlar sergilenme eğilimi artar. Depresif dönemlerde ise, ilgi kaybı, uyku sorunları ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler yaygındır, bu da intihar düşünceleri ve kendine zarar verme eğilimini artırabilir.
Bipolar bozukluğun nedenleri tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu durum, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir ve iş, okul ve ilişkilerde zorluklara neden olabilir.
Tedavide, psikoterapi ve ilaç tedavisi kombinasyonu sıklıkla kullanılmaktadır. Psikoterapi, ruh hali değişiklikleriyle başa çıkmada destek sağlarken, ilaçlar duygusal dengeyi sağlamaya yardımcı olabilir.
Bipolar bozukluk, duygusal kahramanlık ve içsel karmaşanın bir araya geldiği bir durumdur ve bireylerin yaşamlarını derinden etkileyebilir. Ancak uygun tedavi yaklaşımıyla, bireyler bu zorluğun üstesinden gelebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler.
Zamanın Dönüşü: Bipolar Bozukluğun Gizemli Yüzleri
Bipolar bozukluk, ruh sağlığını etkileyen bir durumdur ve duygusal durumların ani ve sıklıkla aşırı değiştiği bir spektrumu kapsar. Bu rahatsızlık, bireylerin günlük işlevselliğini etkileyebilir ve yaşamlarını derinden etkileyebilir. Bipolar bozukluğun karmaşıklığı, hastaların deneyimlediği çeşitli ve bazen patlayıcı semptomlarla kendini gösterir.
Halk arasında manik depresyon olarak bilinen bipolar bozukluk, iki kutuplu bir spektrumda ortaya çıkar. Manik dönemlerde, bireyler aşırı derecede enerjik, hedefe odaklı ve coşkuludur. Hızlı düşünme, konuşma ve hareket etme gibi belirtiler gözlemlenebilir. Ancak, manik dönemlerin ardından depresif dönemler başlar. Bu dönemlerde, bireyler aşırı üzüntü, umutsuzluk ve enerji eksikliği hissederler. Uyku düzeninde değişiklikler, iştah değişiklikleri ve konsantrasyon güçlüğü gibi semptomlar ortaya çıkar.
Bipolar bozukluğun gizemli bir yönü, semptomların ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Hastalar, bir anda manik bir durumdan depresif bir duruma geçebilirler. Bu ani değişiklikler, hem bireyin kendisi hem de çevresindekiler için zorlayıcı olabilir. Ayrıca, semptomların şiddeti ve süresi bireyden bireye değişebilir, bu da bipolar bozukluğun karmaşıklığını artırır.
Bipolar bozukluk, tanı koyma açısından zorluklar içeren bir hastalıktır. Belirtiler bazen diğer ruh sağlığı sorunlarıyla karıştırılabilir ve doğru teşhisin konulması gecikebilir. Bu nedenle, bipolar bozuklukla ilgili farkındalığın artırılması ve doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi önemlidir.
Bipolar bozukluk, zamanın dönüşünü temsil eden karmaşık bir rahatsızlıktır ve gizemli semptomları ile dikkat çeker. Bu nedenle, doğru tanı ve uygun tedavilerle birlikte, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek ve bipolar bozukluğun gizemli yönleriyle başa çıkmak önemlidir.
Beynimizin Dansı: Bipolar Bozuklukta Duygu Değişimlerinin Sırrı
Bipolar bozukluk, duygusal değişkenlikleriyle tanınan karmaşık bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu bozuklukta, kişiler arasında ani ve çeşitli duygu değişimleri gözlemlenir. Neşeli ve enerjik bir dönemden hemen ardından derin bir umutsuzluğa sürüklenmek, bipolar bozukluğun karakteristik özelliğidir. Peki, bu duygu değişimlerinin beyindeki sırrı nedir?
Bipolar bozukluğun nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da, araştırmalar beynin kimyasal dengesizliklerinin bu rahatsızlığı etkileyebileceğini göstermektedir. Beyindeki iki önemli kimyasal madde olan serotonin ve dopamin, duygusal dengeyi düzenleyen anahtar bileşenlerdir. Serotonin, ruh halini düzenlerken, dopamin motivasyon ve zevk hissini kontrol eder.
Bipolar bozukluğu olan kişilerde, beyindeki serotonin ve dopamin seviyeleri dengesizlik gösterebilir. Yüksek serotonin seviyeleri manik atakları tetikleyebilirken, düşük seviyeler depresif dönemlere yol açabilir. Dopamin düzeylerindeki ani değişiklikler ise duygu değişimlerini hızlandırabilir.
Beynin frontal lobu, bipolar bozukluğun başka bir önemli bileşenidir. Frontal lob, düşünme, karar verme ve duygusal kontrol gibi işlevleri yönetir. Bipolar bozukluğu olan bireylerde, frontal lobun aktivitesinde anormallikler görülebilir. Bu durum, duygusal dengeyi sağlama yeteneğini etkileyerek ani duygu değişimlerine katkıda bulunabilir.
Bipolar bozukluk ayrıca genetik yatkınlığa da bağlı olabilir. Kalıtsal faktörlerin bu rahatsızlığı tetiklediği ve riski artırdığı düşünülmektedir. Aile geçmişi olan kişilerde bipolar bozukluğun daha yaygın olduğu gözlemlenmiştir.
Beyin kimyasındaki dengesizlikler, frontal lob anormallikleri ve genetik faktörler, bipolar bozukluğun duygu değişimlerinin arkasındaki sırrı oluşturur. Ani ve yoğun duygusal değişimlerin neden ve nasıl meydana geldiği tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu karmaşık hastalığın ardındaki mekanizmalar üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Ruh Halinin Maratonu: Bipolar Belirtilerini Anlamak ve Yönetmek
Bipolar bozukluk, zorlu bir ruh hali bozukluğu olup, bireyin yaşamını etkileyebilen ciddi bir durumdur. Bu makalede, bipolar belirtilerini anlamak ve yönetmek için ipuçlarına odaklanacağız.
Bipolar bozukluk, mani ve depresyon dönemleri arasında büyük dalgalanmalara neden olan bir durumdur. Mani döneminde kişi, enerjik, yüksek motivasyonlu ve aşırı neşeli olabilir. Bazıları kendilerini aşırı özgüvenli hissederken, bazıları da düşünce akışının hızlandığını deneyimleyebilir. Depresyon döneminde ise umutsuzluk, enerji kaybı ve ilgi kaybı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
Bipolar bozukluğun yönetimi için tedavi çok önemlidir. İlaçlar, terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri, semptomları kontrol altına almak ve dengede tutmak için kullanılabilir. Bir psikiyatri uzmanı ile çalışmak, uygun tedavi planını oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
Ayrıca, destek sistemleri oluşturmak da önemlidir. Aile ve yakın arkadaşlar, bireyin bipolar belirtilerini anlamasına ve başa çıkması konusunda destek sağlayabilir. Destek gruplarına katılmak veya danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak da duygusal destek sunabilir.
Bipolar bozukluk zorlu bir maraton gibi olabilir. Ancak, doğru tedavi ve destekle, belirtileri anlamak ve yönetmek mümkündür. Farkındalık, tedaviye sadık kalmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, bir kişinin ruh halini dengelemesine ve daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmesine yardımcı olabilir.
Bipolar 1 Bozukluk: Duygusal Yolculuğun Sıradışı İşaretleri
Bipolar 1 bozukluk, duygusal seyahatleri olağandışı bir şekilde değiştiren bir zihinsel sağlık durumudur. Bu durum, detaylı bir psikiyatrik değerlendirme ve tedavi gerektirir. Bipolar bozukluk, duygusal durumlardaki ani değişikliklerle tanımlanır ve bireyin yaşam kalitesini etkileyebilir.
Bu rahatsızlığın belirtileri arasında manik ve depresif dönemler bulunur. Manik dönemlerde, birey aşırı derecede enerjik, neşeli ve hedefe odaklı olabilir. Uykusuzluk, hızlı konuşma, düşünce karmaşası ve riskli davranışlar gibi işaretler ortaya çıkabilir. Depresyon dönemlerinde ise, birey umutsuzluk, enerji eksikliği, uyku ve iştah problemleri, ilgi kaybı ve intihar düşünceleri gibi semptomlar yaşayabilir.
Bipolar bozukluğun doğru teşhis edilmesi kritik öneme sahiptir çünkü uygun tedavi ile semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Psikiyatristler, hastaların semptomlarını izleyerek ve doğru ilaç tedavisi ile duygusal dengeyi sağlamak için çalışırlar. Ayrıca, terapi ve destek grupları da hastaların duygusal iyilik hâlini artırmada yardımcı olabilir.
Bipolar bozukluk, toplumda hâlâ yanlış anlaşılan bir durumdur. Ancak farkındalık arttıkça, bu bozukluğa sahip bireylerin desteklenmesi ve stigmatize edilmemesi gerekmektedir. Duygusal seyahatin olağandışı işaretlerini anlamak ve empati göstermek, bu insanların yaşamlarını daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir.
Bipolar bozukluk, duygusal seyahatleri olağandışı hale getiren bir zihinsel sağlık durumudur. Ani mani veya depresyon dönemleriyle karakterizedir ve doğru teşhis ve tedaviyle semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Empati ve destek, bu durumu olan bireylerin yaşamlarını kolaylaştırabilir ve toplumda farkındalığı artırabilir.
Zirveden Çöküşe: Bipolar 1 Bozukluğun Gizemli Dünyası
Bipolar 1 bozukluk, zirveden çöküşe değişen ruh hali döngüleriyle tanımlanan bir zihinsel sağlık durumudur. Bu rahatsızlık, mani ve depresyon arasında gidip gelme özelliğiyle öne çıkar. Bipolar bozukluğun nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi rol oynar. Genetik yatkınlık ve çevresel tetikleyiciler (stres, travma, madde kullanımı vb.), hastalığın ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Ancak, kesin nedenler hala araştırma konusudur.
Bipolar 1 bozukluğun en belirgin özelliği, aşırı enerji dolu manik dönemler ve umutsuzluk dolu depresif dönemler arasındaki döngüdür. Manik dönemde bireyler aşırı neşeli, enerjik ve hatta hiperaktif olabilirler. Hızlı konuşma, düşüncelerde hızlanma ve riskli davranışlar sergileme gibi belirtiler görülür. Ancak, manik dönem depresif bir dönemle sona erer ve kişi derin bir umutsuzluk, enerji eksikliği ve uyku sorunları yaşar.
Bipolar bozukluğun tedavisi karmaşık bir süreçtir ve genellikle ilaçlar ve psikoterapi kombinasyonunu içerir. İlaçlar, antipsikotikler ve antidepresanlar gibi ruh hali dengeleyicileri olarak bilinen ilaçları içerebilir. Psikoterapi, bireyin duygusal zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olurken, uyum sağlama becerilerini geliştirme konusunda destek sağlar.
Bipolar 1 bozukluk, sosyal yaşam alanlarında zorluklara neden olabilir, iş ve ilişkiler gibi hayatın pek çok alanını etkileyebilir. Bu nedenle, hastalığın erken teşhis edilmesi ve tedaviye erişim sağlanması önemlidir. Destekleyici bir çevre ve aile desteği de iyileşme sürecinde kritik bir rol oynar.
Bipolar bozukluk, belirsizlikler ve gizemlerle dolu bir dünyaya sahip olan bir zihinsel sağlık durumudur. Genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan bu rahatsızlık, mani ve depresyon dönemleri arasında salınan bir ruh hali bozukluğudur. Bipolar bozuklukla yaşayan bireylerin erken teşhis ve uygun tedaviye erişiminin önemi büyüktür, böylece daha sağlıklı bir yaşam sürebilirler.
Bipolar Bozuklukta Ruhsal Denge Arayışı

Bipolar bozukluk, ruh hali dalgalanmalarıyla tanımlanan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu hastalık, mani ve depresif dönemlerin sık sık tekrarladığı bir süreçtir.
Bipolar bozukluğu olan bireyler, bu zorlu ruh hali değişimleriyle mücadele ederken sürekli bir ruhsal denge arayışı içindedirler.
Manik bir döneme giren bir kişi, aşırı enerjik, coşkulu ve aşırı aktif olabilir. Uykuya ihtiyaç duymazlar, hızlı konuşurlar ve düşünce akışları hızlanır. Ancak, manik dönem sona erdiğinde, kişi ani bir şekilde depresif bir döneme girer. Depresif dönemlerde ise umutsuzluk, enerji eksikliği, uyku problemleri ve ilgi kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu dalgalanmalar, bipolar bozukluğun belirgin özellikleridir.
Bipolar bozukluğun tedavisi, ruhsal dengeyi sağlamak için uzun bir süreç gerektirir. İlaçlar, terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemler kullanılabilir. İlaçlar, mani ataklarını önlemeye yardımcı olurken, terapi bireylere ruhsal dengeyi bulma ve yaşam becerilerini geliştirme konusunda destek sağlar. Aynı zamanda, uyku düzenine dikkat etmek, düzenli egzersiz yapmak, stresle başa çıkmak ve destekleyici sosyal ilişkiler kurmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri de ruhsal dengeyi korumada önemlidir.
Bipolar bozukluk, yaşam kalitesini etkileyebilen ciddi bir rahatsızlıktır. Ancak, doğru tedavi ve destekle, insanlar bu hastalıkla başa çıkabilir ve ruhsal dengeyi sürdürebilirler. Ruhsal dengeyi bulmak, bipolar bozukluğu olan bireylerin hayatlarında en önemli hedeflerden biridir. Bu süreçte, destekleyici bir aile ve profesyonel bir sağlık ekibi önemli rol oynar. Bipolar bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, erken teşhis ve uygun tedaviyle semptomların kontrol altına alınması mümkündür.
Bipolar bozuklukta ruhsal denge arayışı, yaşam boyu devam eden bir yolculuktur. Mani ve depresif dönemler arasında dengeyi bulmak için ilaçlar, terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri kullanılır. Bipolar bozukluğu olan bireyler, destekleyici bir çevre ve uygun tedaviyle ruhsal dengelerini sürdürebilirler. Bu süreçte, bireyin kendi kendine farkındalık geliştirmesi ve belirtileri tanıması da önemlidir. Bipolar bozuklukla yaşayanlar için ruhsal denge, daha sağlıklı bir yaşamın temel anahtarıdır.
Ani Değişimlerden Gelen Tehlike: Bipolar Bozukluğun Etkileyici Belirtileri
Bipolar bozukluk, kişilerin duygusal durumlarında ani değişimlere ve uç noktalara yol açabilen bir zihinsel sağlık sorunudur. Bu rahatsızlık, günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir ve ilişkilerde, iş performansında ve genel yaşam kalitesinde belirgin bir düşüşe neden olabilir.
Bipolar bozukluğun en belirgin belirtilerinden biri manik ataklardır. Mani dönemlerinde, bireyler aşırı yüksek enerji seviyelerine, hiperaktiviteye ve coşkulu bir ruh haline sahip olabilirler. Konuşmalar hızlı ve tutarsızdır, düşünceleri hızla akar ve içgörüleri bozulur. Ayrıca, düşünce süreçlerini kontrol etmek zorlaşır.
Diğer yandan, bipolar bozukluğun bir diğer belirtisi depresif dönemlerdir. Depresyon, bireylerin yoğun üzüntü, umutsuzluk ve ilgi kaybı hissettiği bir durumdur. Uykusuzluk, iştah kaybı, enerji eksikliği ve konsantrasyon güçlüğü gibi fiziksel ve zihinsel semptomlar da depresyonun yaygın belirtilerindendir. Bu dönemde, kişiler genellikle sosyal etkinliklerden uzaklaşır ve yalnız hissederler.
Bipolar bozukluğun belirgin belirtileri, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve iş, eğitim ve ilişkiler gibi alanlarda sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, bu rahatsızlıkla yaşayan insanlar için uygun tedavi ve destek büyük önem taşır. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur ve bireyin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir.
Bipolar bozukluk, ani değişimlerin yol açtığı bir tehlikedir ve belirgin belirtileri vardır. Manik ataklar ve depresif dönemler, kişinin duygusal durumunda uç noktalara yol açar. Bu semptomlar, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Ancak, uygun tedavi ve destekle, bipolar bozuklukla yaşayan bireyler tamamen işlevsel bir hayat sürebilirler.
Bipolar: Ruhun Karmaşık Dansı
Bipolar bozukluk, insan ruhunu karmaşık bir dansa sokan, duygusal iniş çıkışların olduğu bir zihinsel sağlık sorunudur. Bu bozukluğun bir türü olan Bipolar, özellikle manik ataklarla tanınır ve yaşamı derinden etkileyen bir durumdur.

Bipolar belirgin özelliği, manik ataklarının şiddetli ve yoğun olmasıdır. Mani, kişinin normalden çok daha yüksek bir enerji seviyesine sahip olduğu dönemlerdir. Bu dönemde, bireyler aşırı coşkulu, hiperaktif ve hedefe odaklı olabilirler. Konuşmalar hızlı ve tutarsız hale gelirken, düşünceler akışkanlaşır ve içgörüler değişir. Ancak, mani döneminin sona ermesiyle depresif bir dönem başlar. Bu dönemde ise kişi, umutsuzluk, enerji eksikliği ve uyku problemleri gibi belirtiler yaşar.
Bipolar, yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir ve tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir. Ancak, doğru teşhis ve tedavi ile semptomlar yönetilebilir ve kişi normal bir yaşam sürebilir. Tedavide genellikle ilaçlar ve psikoterapi bir arada kullanılır. İlaçlar, mani ve depresyon semptomlarını dengelemeye yardımcı olurken, psikoterapi kişinin duygusal dengeyi bulmasına ve başa çıkma mekanizmalarını geliştirmesine destek olur.
Bipolar, kişinin yaşamında zorlu bir yolculuk olabilir, ancak doğru destek ve tedavi ile bu yolculuk daha yönetilebilir hale gelebilir. Empati ve anlayışla yaklaşarak, bu durumu yaşayan bireylere destek olmak, onların iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar. Her bireyin benzersiz olduğunu ve her birinin kendi yolculuğunu yapmakta olduğunu unutmamak önemlidir. Bipolar, zorlayıcı olsa da, kişinin içindeki gücü bulmasına ve ruhsal dengeyi yeniden keşfetmesine yardımcı olabilir.
Bipolar Bozukluğu Belirtileri: Tanı ve Tedavi İçin İpuçları
Mani Dönemi
A. Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudurumun ve amaca yönelik etkinlikte ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu ayrı bir dönemin, en az bir hafta süreyle (ya da hastaneye yatırılımayı gerektirmişse herhangi bir süre), neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunması.
B. Duygudurum bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma olduğu dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) (çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü) belirgin derecede vardir ve bunlar olağan davranışlardan önemli ölçüde değişiktir:
1. Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
2. Uyku gereksiniminde azalma (örn. yalnızca üç saatlik bir uykuyla kendini dinlenmiş olarak duyumsar).
3. Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
4. Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yarışıyor gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5. Dikkat dağınıklığı (kişinin dikkatı, önemsiz ya da ilgisiz bir dış uyarana kolaylıkla dağılır) olduğu bildirilir ya da öyle olduğu gözlenir.
6. Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak, işte ya da okulda ya da cinsel bağlamda) ya da psikodevinsel kışkırma (ajitasyon) (bir amaca yönelik olmayan anlamsız etkinlik).
7. Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (örn, aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş yatırımları yapma).
C. Duygudurum bozukluğu, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir düşmeye neden olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalarına bir kötülüğünün dokunmaması için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli ağırdır ya da psikoz özellikleri vardır.
D. Bu dönem, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç, başka bir tedavi) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi (örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sıra- sında ortaya çıkan ve söz konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin ötesinde sendrom düzeyinde süren tam bir mani dönemi, bir mani dönemi için, dolayısıyla ikiuçlu (Bipolar)I bozukluğu tanısı için yeterli bir kanıttır.
Not: A-D tanı ölçütleri bir mani dönemini oluşturur. İkiuçlu I bozukluğu tanısı konabilmesi için yaşam boyu en az bir kez mani dönemi geçirilmiş olması gerekir.
Hipomani Dönemi
A. Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygudu- rumun ve etkinlikte ve içsel güçte, olağandışı ve sürekli bir artışın olduğu ayrı bir dönemin, en az dört ardışık gün süreyle, neredeyse her gün, günün büyük bir bölümünde bulunması.
B. Duygudurum bozukluğunun olduğu ve içsel güçte ya da etkinlikte artma olduğu dönem boyunca, aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha çoğu) (çabuk kızan bir duygudurum varsa dördü) sürmüştür, bunlar olağan davranışlardan önemli ölçüde değişik ve belirgin derecede olmuştur. 1. Benlik saygısında abartılı bir artış ya da büyüklük düşünceleri.
2. Uyku gereksiniminde azalma (örn. yalnızca üç saatlik bir uykuyla kendini dinlenmiş olarak duyumsar).
3. Her zamankinden daha konuşkan olma ya da konuşmaya tutma.
4. Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yanışıyor gibi birbiri ardı sıra geldiğine ilişkin öznel yaşantı.
5. Dikkat dağınıklığı (kişinin dikkati, önemsiz ya da ilgisiz bir diş uyarana kolaylıkla dağılır) olduğu bildirilir ya da öyle olduğu gözlenir.
6. Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal olarak, işte ya da okulda ya da cinsel bağlamda) ya da psikodevinsel kışkırma (ajitasyon).
7. Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (öm. aşın para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş yatırımları yapma).
C. Bu dönem, kişinin belirtisiz olduğu zamanlarda olduğundan çok daha de- ğişik, işlevsellikte belirgin bir değişikliğin görüldüğü bir dönemdir.
D. Duygudurum bozukluğu ve işlevsellikte olan değişiklik başkalarınca göz- lenebilir.
E. Bu dönem, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir düşmeye neden olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalarına bir kötülüğünün dokunmaması için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli ağır değildir.
Psikoz özellikleri varsa, söz konusu dönem, tanım olarak, mani dönemidir.
F. Bu dönem, bir maddenin (örn, kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç, başka bir tedavi) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Not: Antidepresan tedavi (örn. ilaç tedavisi, elektrokonvülsif terapi) sırasında ortaya çıkan ve söz konusu tedavinin fizyolojiyle ilgili etkilerinin ötesinde sendrom düzeyinde süren tam bir hipomani dönemi, bir hipomani dönemi tanısı için yeterli bir kanıttır. Ancak bir ya da iki belirti (özellikle antidepresan kullanımından sonra ortaya çıkan çabuk kızmada artış, sinirlilik ya da kışkırma belirtileri) bir hipomani dönemi tanısı için ne yeterli sayılmalı, ne de ikiuçlu bozukluğa yatkınlığın bir göstergesi olarak görülmelidir.
Not: A-F tanı ölçütleri bir hipomani dönemini oluşturur. İkiuçlu I bozukluğunda hipomani dönemleri sık görülür, ancak bipolar 1 bozukluğu tanısı konabilmesi için hipomani dönemlerinin olması gerekli değildir.
Daha detaylı bilgi için DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabın’da Bipolar Bozukluk Tanı Ölçütlerini İnceleyin: https://g.co/kgs/iJwJonW
Diğer içeriklerimize göz atmak için:Bipolar Bozukluğu Nedir?