Pozitif Psikoloji Tarihçesi, Felsefesi, Temel Kavramları Nelerdir? 20.YY Psikoterapi Kuramları
Pozitif Psikoloji Tarihçesi, Felsefesi, Temel Kavramları Nelerdir?
Pozitif Psikoloji
Pozitif psikoloji, çağdaş toplumda bireylerin mutluluğunu ve iyi oluşunu artırmaya odaklanan bir araştırma alanıdır. Bu yaklaşım, insanların yaşamlarındaki olumlu
deneyimleri artırmayı ve güçlendirmeyi amaçlar. Pozitif psikolojinin öncülerinden biri olan Amerikalı psikolog Martin Seligman, bu alandaki önemli figürlerden biridir. Seligman, geleneksel psikolojinin vurguladığı hastalıklar ve bozukluklar yerine bireylerin potansiyellerini keşfetmeyi önceliklendiren bir bakış açısı sunar.
1990’larda Seligman tarafından geliştirilen ‘pozitif psikolojik durum’ kavramı, pozitif psikolojinin temel taşlarından biridir. Bu kavram, bireylerin yaşam zorluklarıyla başa çıkma ve kişisel zorlukları aşma yeteneklerini vurgular. Seligman’a göre, pozitif bir psikolojik durum, insanların iyi oluşunu artırarak daha tatmin edici bir yaşama yol açabilir.
Pozitif psikoloji alanındaki araştırmaları, bireylerin yaşam başarısının sadece zihinsel sağlık faktörlerine dayanmadığını göstermiştir. Seligman’ın ‘iyi bir yaşam’ teorisi, insanın güçlü yanlarını kullanma, anlamlı ilişkiler kurma ve yaşamda bir amaç bulma gibi unsurları vurgular.
Seligman’ın araştırmaları, pozitif psikolojik durumları artırmayı amaçlayan tekniklerin ve egzersizlerin terapi süreçlerinde de uygulanabileceğini göstermiştir. Bu teknikler, depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık sorunlarıyla etkili bir şekilde başa çıkmada destek sağlayabilir.
Martin Seligman’ın katkıları, pozitif psikoloji alanında önemli olmuştur. Seligman’ın pozitif psikolojik durum kavramı, bireylerin iyi oluşunu artırarak daha tatmin edici ve anlamlı bir yaşam sürmelerine katkıda bulunur. Seligman’ın araştırmaları, bireylerin potansiyellerini keşfetme ve güçlendirme konusunda ilham verici bir kaynak olarak hizmet etmeye devam etmektedir.
Martin Seligman, çağdaş psikolojide tanınmış bir Amerikalı psikologdur ve Pozitif Psikoloji disiplini içinde bireylerin güçlü yanlarına odaklanan bir bakış açısı geliştirmekteki öncü çalışmalarıyla tanınır. Princeton Üniversitesi’nde psikoloji eğitimini tamamladıktan ve doktorasını Pennsylvania Üniversitesi’nde aldıktan sonra, Seligman akademik kariyerine Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak başladı. Daha sonra Pennsylvania Üniversitesi psikoloji bölümü başkanlığı görevini üstlendi.
Seligman, zihinsel sağlık hizmetlerinin genellikle ihmal ettiği iki önemli görevin olduğunu savunur: iyi bir yaşam için gerekli koşulları sağlamak ve insanların güçlü yanlarını ortaya çıkarmak. Seligman, Dünya Sağlık Örgütü’nün zihinsel sağlık tanımını eleştirerek, bunun sadece hastalığın yokluğuyla sınırlı olmaması gerektiğini savunur. Ona göre, insanların güçlü yanlarını vurgulamak ve yaşamlarının anlamlı yönlerini vurgulamak, iyi zihinsel sağlığın korunması açısından önemlidir.
Seligman’ın teorileri ve çalışmaları psikoloji alanında dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Pozitif psikoloji, insanların yaşamlarını iyileştirmek ve daha tatmin edici hale getirmek için güçlü bir araç olarak kabul edilir. Seligman, insanların güçlü yönlerine odaklanmanın ve bu güçlü yönleri geliştirmenin mutluluk ve iyi oluşun anahtarları olduğunu vurgular.
Martin Seligman: Pozitif Psikolojinin Öncüsü ve Tarihçesi
Martin Seligman, çağdaş psikoloji alanında öne çıkan bir Amerikalı psikolog olarak tanımlanır. Özellikle, Pozitif Psikoloji disiplini içerisinde insanların güçlü yönlerine odaklanan bir perspektifi geliştirme konusundaki öncü çalışmaları ile bilinir. Seligman’ın psikoloji eğitimini Princeton Üniversitesi’nde tamamlamasının ardından doktorasını Pennsylvania Üniversitesi’nde almıştır. Akademik kariyerine Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak başlayan Seligman, daha sonra Pennsylvania Üniversitesi’nde psikoloji bölüm başkanlığı görevini üstlenmiştir. 1988 yılında Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) başkanlığına seçilen Seligman, ‘Olumlama’ başlıklı konuşmasıyla dikkat çekmiş ve bu konuşmada, psikologların sadece insanların sorunlarına değil, aynı zamanda olumlu yönlerine ve güçlü yanlarına odaklanmaları gerektiğini vurgulamıştır.
Seligman’a göre, ruh sağlığı hizmetlerinin ihmal ettiği iki önemli görev bulunmaktadır. Birincisi, iyi bir yaşam için gerekli şartları sunmak; ikincisi ise insanların güçlü yönlerini ortaya çıkarmaktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre, sağlıklı bir birey sadece rahatsızlığı olmayan biri değil, aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi durumda olan biridir (WHO, 1946).
Psikolojinin asli işlevleri arasında problem ve rahatsızlık yaşayan bireylere yardımcı olmak, normal bireylerin iyilik halini artırmak ve kendilerini gerçekleştirme konularında yardımcı olmak yer almaktadır. Ancak, özellikle 2. dünya savaşı sonrasında, psikoloji bilimi genellikle problem ve rahatsızlık yaşayan bireylerle ilgilenmeye odaklanmış, bu da diğer işlevleri göz ardı etmeye neden olmuştur (Keyes ve Lopez, 2002). Bu ihmal, pozitif psikolojinin ortaya çıkışında etkili olmuştur.
2000 yılında Amerikan Psikoloji Derneği başkanlığı yapan Martin Seligman, bir konuşmasında, psikologların genellikle sorunlara odaklandığını ve insanların olumlu potansiyellerine daha az dikkat gösterdiğini ifade etmiştir (Seligman, 2000). Bu konuşma, pozitif psikolojinin temelini oluşturmuş ve aynı yıl içinde Seligman ve Mihaly Csikszentmihalyi tarafından yayımlanan bir makalede, psikolojinin yeni bir yönü olan pozitif psikoloji tanıtılmıştır (Seligman ve Csikszentmihalyi, 2000).
Pozitif psikolojinin temel konuları arasında mutluluk, iyilik hali, yaşam tatmini, insanın güçlü yönleri, bağlantı ve anlam gibi unsurlar yer almaktadır (Seligman ve Csikszentmihalyi, 2000). Bu konular, pozitif psikologların odaklanması gereken temel alanları belirlerken, bireylerin ve toplumların yaşam kalitesini artırmayı amaçlamaktadır.
Martin Seligman liderliğinde 2006 yılında kurulan Pozitif Psikoloji Enstitüsü, pozitif psikolojinin daha geniş kitlelere yayılmasını ve bu alandaki bilimsel çalışmaların teşvik edilmesini hedeflemektedir. Enstitü, eğitim programları, araştırmalar ve uygulamalar aracılığıyla pozitif psikolojiyi güçlendirmeye yönelik önemli bir rol üstlenmektedir.
Pozitif psikoloji, bireylerin güçlü yönlerini keşfetmelerine, olumlu deneyimlere odaklanmalarına ve yaşamlarını daha anlamlı hale getirmelerine yardımcı olma misyonuyla önemli bir etki yaratmıştır (Snyder ve Lopez, 2009). Bu disiplin, geleneksel psikoloji anlayışını tamamlayarak, insanların pozitif potansiyellerine odaklanma çabasıyla bilim dünyasında önemli bir yer edinmiştir. Pozitif psikoloji, insan yaşamının daha anlam dolu ve tatmin edici hale getirilmesine odaklanan, geleneksel psikolojik inceleme paradigmasından ayrılan bir yaklaşımı temsil eder. Bu disiplinin temel felsefesi, olumlu insan deneyimlerine, güçlü yönlerine ve yaşamın anlamına odaklanarak psikolojinin sınırlarını genişletmeye dayanır. Bireyin zayıf yanlarından ziyade güçlü yönlerini, problemlerinden ziyade çözüm gücünün üzerine odaklanan bir yaklaşımdır (Seligman, 2002).
İnsan Mutluluğunu Araştırmak: Pozitif Psikolojinin Hayatımıza Kattığı Kavramları
Psikolojik İyi oluş
Ryff ve Keyes’in (1995) öne sürdüğü altı boyutlu model, psikolojik iyi oluşun tek bir boyut üzerinden değerlendirilemeyeceğini vurgular. Bu boyutlar şunlardır:
- Yaşam Amacı: Bireyin yaşamında bir amaç veya anlam bulma kapasitesini içerir.
- Kişisel Gelişim: Bireyin potansiyelini gerçekleştirme, kendini geliştirme ve büyüme süreçlerine katılma yeteneğini içerir.
- Özerklik: Bireyin kendi düşünce ve eylemlerini yönetme, bağımsızlık ve kontrol duygusunu ifade eder.
- Başkalarıyla Olumlu İlişkiler: Sağlıklı ve destekleyici sosyal bağlantılar kurma, sosyal beceriler ve empati kapasitesini içerir.
- Kendini Kabul: Kendi kişisel özelliklerini ve hatalarını kabul etme, olumlu bir benlik algısı oluşturma sürecini içerir.
- Çevresel Ustalık: Kişinin çevresini etkili bir şekilde yönetme becerisini içerir.
Bu boyutlar, bireyin psikolojik iyi oluşunu anlamanın çok yönlü bir süreç olduğunu gösterir. Çevresel ustalık, bireyin çevresiyle etkileşimde bulunma ve çeşitli yaşam alanlarını etkili bir şekilde yönetme yeteneğini ifade ederken, olumlu kişilerarası ilişkiler başkalarıyla sağlıklı ve destekleyici bağlantılar kurma yeteneğini içerir. Bu model, bireyin genel yaşam kalitesini ve psikolojik sağlığını değerlendirmede kapsamlı bir yaklaşım sunar.
Öznel İyi Oluş
Pozitif psikoloji perspektifine göre öznel iyi oluş, bireylerin yaşamlarını bilişsel ve duygusal olarak değerlendirmelerini ifade eder. Myers ve Diener(1995) öznel iyi oluşu olumlu duyguların sıklığı, olumsuz duyguların nadirliği ve genel yaşam memnuniyeti olarak tanımlar. Bu çok boyutlu kavram, açık, nesnel ve değerden bağımsız bir dil kullanmayı, teknik terimleri tutarlı bir şekilde kullanmayı ve dilbilgisi hatalarından kaçınmayı gerektirir.
Seligman ve meslektaşları (2006), mutluluğun üç kaynağını memnuniyet, haz ve anlam olarak tanımlar. İyi yaşam kavramı üç ana bölüme ayrılır: hedonik esenlik, eudaimonik esenlik ve anlamlı esenlik. Bu üç boyut arasında denge sağlamak önemlidir, çünkü sadece hedonik boyuta odaklanmak yerine esenliğin tüm yönlerini içermek daha sağlıklı bir yaklaşımdır.
Öznel iyi olma hali kısa vadeli olumlu duygularla ilişkilidirken, psikolojik iyi olma hali uzun vadeli olumlu duygularla bağlantılıdır. Psikolojik iyi olma hali, hayata uzun vadeli anlam katar. Bu kavramları tartışırken, dengeli ve objektif bir yaklaşım benimsemek, öznel iyi olma hali ile psikolojik iyi olma hali arasındaki ayrımı vurgulamak önemlidir.
İyimserlik
İyimserlik, zorluklara rağmen hayatın iyi gideceğine dair güçlü bir beklentiye sahip olmak olarak tanımlanır. Göz önünde bulundurulması gereken iki boyut vardır: geleceğe yönelik iyimserlik ve kötümserlik. Geleceğe yönelik iyimserlik, geleceğe yönelik beklentileri olan bireyleri karakterize ederken, herhangi bir beklentisi olmayan bireyler kötümser olarak nitelendirilir.
Umut
Pozitif psikoloji perspektifinden bakıldığında umut, bireylerin geleceğe yönelik olumlu beklentilerini, zorluklarla başa çıkma becerilerini ve yaşamda anlam arayışlarını kapsar. Bu yaklaşım, umudun bireylerin daha iyi bir geleceğe yönelik beklentilerini, hedeflerine ulaşma konusundaki güvenlerini ve zorluklarla başa çıkma stratejilerini içerdiğini vurgulamaktadır.(Snyder, 2000)
Pozitif psikoloji çerçevesinde umut, bireylerin olumlu bir gelecek inşa etme potansiyelini yansıtarak yaşamın anlamını bulma sürecine rehberlik eder. Umudun varlığı, bireylerin zorluklarla karşılaştıklarında dayanıklılık göstermelerini, çözüm odaklı olmalarını ve yaşamda daha fazla memnuniyet elde etmelerini destekleyebilir.
Umut kavramı, bireyleri güçlü yönlerini kullanarak olumlu yaşamaya teşvik eder. Pozitif psikolojinin ‘gelişme’ ya da esenlik kavramı umudu vurgular ve bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak bir bakış açısı sunar.(Diener, 2000)
Psikolojik Dayanıklık
Psikolojik dayanıklılık, pozitif psikoloji içerisinde bireyin zorlu durumlarla başa çıkma becerisini ifade eden bir kavramdır. Olumsuz yaşam olayları karşısında duygusal, zihinsel ve sosyal gücü kapsar (Masten, 2001). Psikolojik dayanıklılığa katkıda bulunan faktörler arasında esneklik, olumlu düşünme, sosyal destek ve özgüven yer alır (Rutter, 2006). Bu faktörlerin uygulanması, bireylerin zorluklarla etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Psikolojik dayanıklılığın geliştirilmesi kişisel gelişim, yaşam memnuniyeti ve refah üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.
Travma Sonrası Gelişim
Pozitif psikoloji, bireylerin güçlü yanlarına odaklanan bir yaklaşım sunar. Bu perspektifte, travma sonrası gelişim kavramı, olumsuz olaylardan sonra ortaya çıkan olumlu değişimi inceleyerek, bireyin içsel güçlenme sürecine odaklanır (Tedeschi ve Calhoun, 2004). Post-Traumatic Growth (PTG) olarak adlandırılan bu kavram, bireyin zorlayıcı olaylarla baş etmesinden sonra yaşanan pozitif büyümeyi tanımlar ve kişisel büyüme, yeniden değerlendirme ve dayanıklılık gibi faktörlere işaret eder (Joseph ve Linley, 2006).
Japon kültüründeki Kintsugi ve Kintsukuroi, yüzyıllardır süregelen bir sanattır ve kırık seramikleri altın, gümüş veya platin tozlarıyla kaplayarak onarmayı amaçlar. Bu felsefe, kırık ve hasar görmüş seramikleri daha çekici hale getirir, onlara yeni bir değer katar. Aynı şekilde, ilişkilerde yaşanan kırıklıkların onarılması ve bu süreçte emek verilmesi, ilişkiyi daha güçlü ve değerli hale getirebilir. Bu felsefe, “kırılan bir vazoyu eski haline getirebilir misin?” sorusuna cevap ararken, emek ve dikkatle onarılan bir ilişkinin, öncekinden daha güçlü ve anlam dolu olabileceğini öne sürer. Pozitif Psikolojide Travma sonrası gelişim kavramının temel dayanağı bu Japon felsefesine dayanmaktadır
Pozitif psikoloji, travma sonrası gelişim sürecinde bireyin güçlü yanlarına, dayanıklılık mekanizmalarına ve olumlu başa çıkma stratejilerine odaklanarak, bu sürecin bireyin yaşam kalitesini artırabileceğini vurgular. Sosyal destek ve sağlıklı ilişkilerin, travma sonrası gelişimde kritik bir rol oynayabileceği de üzerinde durulan önemli bir noktadır. Bu bağlamda, bireyin yaşadığı travmanın, karanlık bir odada nemli toprakta bırakılan bir tohum gibi, güç ve yeteneklerini derinleştiren ve güçlendiren bir süreç olduğunu söylemek mümkündür.
Karakter Gelişimi
Pozitif psikoloji, bireylerin güçlü yönlerine odaklanan bir yaklaşım sunmaktadır. Bu çerçevede, karakter güçleri kavramı bireyin eşsiz ve olumlu özelliklerini vurgulayarak kişisel gelişimi destekler. Bu güçlü yönler, bireyin kendi iç potansiyelini keşfetme ve kullanma becerisini temsil eder. Karakter güçleri etik, estetik, bilgelik, cesaret ve insanlık gibi değerli özellikleri içerir. Karakter güçleri, bireyin hayattaki anlam ve tatmin duygusunu geliştirebilen pozitif psikolojinin temel bir ilkesidir. Kişinin güçlü yönlerini belirlemesi, bunları etkili bir şekilde kullanması ve daha mutlu bir yaşam sürmesi için çok önemli bir adımdır.
Peterson ve Seligman (2004) tarafından geliştirilen VIA Karakter Güçleri Envanteri, danışmanlık sürecinde bireyin güçlü yönlerini belirlemek için kullanılır. Bireyin karakterinin güçlü yönleri altı temel kategori ve yirmi dört alt özellik tarafından kapsanmaktadır. Bu kategoriler bilgelik, cesaret, sevgi, adalet, ılımlılık ve aşkınlıktır. Yaratıcılık, merak, azim, adalet, alçakgönüllülük ve mizah gibi özellikler bu kategoriler altında yer alır.
Pozitif Psikoloji: Hayatımızı Geliştirmek İçin Martin Seligman’ın İpuçları
Pozitif Psikolojiye gore psikolojik sağlık kişinin günlük yaşamında karşılaştığı çatışmalarını bazı yeteneklerini geliştirerek çözmesi ve tekrar dengeye kavuşabilmesidir. Geleneksel psikoterpide ki gibi sadece olumsuz olanı gidermenin yeterli olmadığını bununla birlikte olumluyu da inşa etmek gereklidir. Bireylerin daha iyi bir hayat devam ettirmeleri, güçlü yanlarını keşfedip bunlardan faydalanmaları, pozitif deneyimleri. Daha sık tecrübe etmeleri bu amaçlar içerisinde yer almaktadır. İnsanın kendini tanıması, hayatına yön vermesi ve hayatını geliştirmesi adına önemli bir güce sahiptir
Hayatta bazen olumsuzluklarla karşılaşırız ve bu durum bize huzursuzluk, stres ve mutsuzluk getirebilir. Ancak, pozitif psikoloji alanında öncü olan Martin Seligman’ın sunduğu ipuçlarıyla hayatımızı nasıl geliştirebileceğimizi keşfedebiliriz.
İlk olarak, olumlu düşünme alışkanlığına odaklanmak önemlidir. Bu, her gün bir şeylerde minnettarlık duymayı, olumlu yanları görmeyi ve başarıları kutlamayı içerir. Pozitif düşüncelerle dolu bir zihin, genel mutluluğumuzu artırabilir ve yaşam kalitemizi yükseltebilir.
Diğer bir önemli nokta, kişisel güçlü yanlarımızı tanımak ve üzerine odaklanmaktır. Seligman’a göre, insanların doğal yetenekleri vardır ve bu yetenekleri kullanarak daha mutlu ve tatmin edici bir hayat yaşayabiliriz. Örneğin, eğer iletişim becerileriniz iyiyse, bu beceriyi geliştirip kendinizi ifade etme konusunda daha başarılı olabilirsiniz.
Ayrıca, sosyal ilişkilerimize önem vermek de önemlidir. Sevdiklerimizle zaman geçirmek, destekleyici bir topluluk içinde bulunmak ve insanlarla bağlantı kurmak, mutluluğumuzu artırabilir. İnsan ilişkileri, bizim için anlam ve amaç kaynağı olabilir.
Pozitif psikoloji ayrıca, kişisel hedefler belirleme ve bunları takip etme üzerine odaklanır. Hedeflerimize ulaşmak, bize bir amaç hissi verir ve motivasyonumuzu artırır. Aynı zamanda, başarılı olma duygusunu deneyimlememizi sağlar.
Son olarak, ruh halimizi iyileştirmek için fiziksel aktivite yapmaya önem vermek gerekmektedir. Egzersiz yapmak, endorfin hormonu salgılamamızı sağlar ve genel ruh halimizi yükseltir. Düzenli olarak egzersiz yapmak, stresi azaltabilir ve pozitif bir zihinsel durumu teşvik edebilir.
Pozitif psikoloji üzerine çalışmalar yapan Martin Seligman’ın ipuçları, hayatımızı geliştirmek ve daha mutlu bir yaşam sürmek için bize rehberlik edebilir. Olumlu düşünme, güçlü yanlarımızı kullanma, sosyal ilişkilere önem verme, hedefler belirleme ve fiziksel aktivitelerle uğraşma gibi faktörleri hayatımıza dahil ederek daha tatmin edici bir yaşam elde edebiliriz.
Martin Seligman’ın Pozitif Psikolojisiyle Güçlü ve Memnun Bir Yaşam Elde Etmek
İnsanların mutlu, tatmin edici ve anlamlı bir hayat sürdürmelerine odaklanan pozitif psikoloji, son yıllarda büyük ilgi görmektedir. Bu alanda önde gelen isimlerden biri olan Martin Seligman, insanların güçlü ve memnun bir yaşam elde etmelerini sağlamak için önemli katkılarda bulunmuştur.
Martin Seligman, pozitif psikolojinin kurucusu olarak bilinir. Geleneksel psikolojinin sorunlara odaklandığına ve insanların zayıflıklarını ele aldığına dikkat çeken Seligman, pozitif psikolojinin tam tersi bir yaklaşım benimser. Ona göre, insanların güçlü yanları ve yetenekleri üzerine odaklanarak daha iyi bir yaşam sürdürebiliriz.
Pozitif psikoloji, bireylerin karakter güçlerini keşfetmelerine ve kullanmalarına yardımcı olur. Bu güçler; cesaret, adalet, merhamet, hoşgörü, yaratıcılık ve şükran gibi değerli özellikleri içermektedir. Seligman’a göre, bu güçlere yatırım yaparak insanlar daha mutlu, başarılı ve anlamlı bir yaşam sürebilirler.
Bununla birlikte, pozitif psikoloji sadece bireylerin güçlü yanlarını keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda yaşamın olumlu yönlerine odaklanmayı da teşvik eder. Seligman’a göre, olumlu duygular deneyimlemek, kişinin genel refahını artırabilir. Pozitif duygularla dolu bir yaşam sürdüren insanlar, stresle daha iyi başa çıkabilir, daha sağlıklı ilişkiler kurabilir ve iş performanslarını artırabilirler.
Pozitif psikolojinin uygulanmasıyla, insanların daha güçlü ve memnun bir yaşam sürmeleri mümkün hale gelir. Bu yaklaşım, kişisel gelişimi teşvik ederken aynı zamanda toplumsal düzeyde de olumlu etkiler yaratır. Seligman’ın pozitif psikolojisi, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlamak için önemli bir araç olarak kabul edilir.
Martin Seligman’ın pozitif psikolojisi, insanların güçlü yanlarına odaklanarak daha mutlu, tatmin edici ve anlamlı bir yaşam sürdürmelerini amaçlayan önemli bir yaklaşımdır. Pozitif psikoloji, bireylerin karakter güçlerini keşfetmelerine yardımcı olurken, olumlu duyguları deneyimlemeyi teşvik eder. Bu sayede, insanlar daha güçlü ve memnun bir yaşam elde edebilirler.
Kaynakça
Carr, A. (2016). Pozitif psikoloji: Mutluluğun ve insanın güçlü yönlerinin bilimi. Ü. Şendilek. (Çev.). İstanbul: Kaknüs Yayınları.
Demir, R., & Türk, F. (2020). Pozitif Psikoloji: Tarihçe, Temel Kavramlar, Terapötik Süreç, Eleştiriler ve Katkılar. Humanistic Perspective, 2(2), 108-125.
Diener, E. (2000). Subjective well-being: The science of happiness and a proposal for a national index. American Psychologist, 55(1), 34–43. https://doi.org/10.1037/0003-066X.55.1.34
Emmons, R. A., & McCullough, M. E. (2003). Counting blessings versus burdens: An experimental investigation of gratitude and subjective well-being in daily life. Journal of Personality and Social Psychology, 84(2), 377–389. https://doi.org/10.1037/0022-3514.84.2.377
Keyes, C. L. M., & Lopez, S. J. (2002). Toward a science of mental health: Positive directions in diagnosis and interventions. In C. R. Snyder & S. J. Lopez (Eds.), Handbook of positive psychology (pp. 45-59). Oxford University Press.
Linley, P. A., & Joseph, S. (2004). Positive change following trauma and adversity: a review. Journal of traumatic stress, 17(1), 11–21. https://doi.org/10.1023/B:JOTS.0000014671.27856.7e
Lopez, Shane J. ve C. R. Snyder (eds), The Oxford Handbook of Positive Psychology, 2nd edn (2009; online edn, Oxford Academic, 18 September 2012.) , https://doi.org/10.1093/oxfordhb/9780195187243.001.001
Masten, A. S. (2001). Ordinary magic: Resilience processes in development. American Psychologist, 56(3), 227–238.
Myers, D.G., Diener, E. (1995). Who is Happy?. Psychological Science, 6(1), 10-19.
Peterson, C. (2000). The future of optimism. American Psychologist, 55(1), 44-55.
Peterson, C., & Seligman, M. E. P. (2004). Character strengths and virtues: A handbook and classification. Oxford University Press; American Psychological Association.
Rashid, T. (2015). Positive psychotherapy: A strength-based approach. The Journal of Positive Psychology, 10(1), 25-40.
Rutter, M. (2006). Implications of resilience concepts for scientific understanding. Annals of the New York Academy of Sciences, 1094(1), 1–12.
Ryff, C. D., & Keyes, C. L. M. (1995). The structure of psychological well-being revisited. Journal of Personality and Social Psychology, 69(4), 719-727.
Seligman, M. E. (2015). Flourish: A visionary new understanding of happiness and well-being. Simon and Schuster.
Seligman, M. E. P. (2000). Positive psychology: An introduction. American Psychologist, 55(1), 5-14.
Seligman, M. E. P. (2002). Positive psychology, positive prevention, and positive therapy. In C. R. Snyder & S. J. Lopez (Eds.), Handbook of positive psychology (pp. 3–9). Oxford University Press.
Seligman, M.E.P., Csikszentmihalyi, M. (2000). Positive psychothterapy: An introduction. American Psychologist, 55(1), 5-14.
Seligman, M.E.P., Rashid, T. and Parks, A.C. (2006). Positive psychotherapy. American Psychology, 61,774-788.
Snyder, C. R. (2000). Handbook of Hope: Theory, Measures, and Applications. Academic Press.
Snyder, C. R., & Lopez, S. J. (2007). Positive psychology: The scientific and practical explorations of human strengths. Sage Publications, Inc.
Tedeschi, R. G., & Calhoun, L. G. (2004). Hedef Makale: “Travma Sonrası Büyüme: Kavramsal Temeller ve Ampirik Kanıtlar”.Psikolojik Sorgulama, 15(1),18. https://doi.org/10.1207/s15327965pli1501_01
VIA Institute on Character. (2020). VIA Survey. https://www.viacharacter.org/survey/account/register
World Health Organization (WHO). (1946). Constitution of the World Health Organization. Retrieved from https://www.who.int/about/accountability/governance/c constitution
Worthington, E. L., Jr., O’Connor, L. E., Berry, J. W., Sharp, C., Murray, R., & Yi, E. (2005). Compassion and forgiveness: Implications for psychotherapy. In P. Gilbert (Ed.), Compassion: Conceptualisations, research and use in psychotherapy (pp. 168–192). Routledge.
Pozitif Psikoloji ile İlgili daha Detaylı bilgiler için diğer yazılarımızı inceleyin:https://www.psikoyolculuk.com
Çok ayrıntılı ve faydalı bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.