Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

0

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), ölüm tehdidi, ciddi yaralanma ya da şiddet içeren olaylar gibi travmatik deneyimlerin ardından gelişen, kişinin yaşadığı travma ile ilişkili uyarıcılardan kaçınma, aşırı uyarılma ve artan kaygı gibi belirtilerle karakterize edilen bir ruhsal rahatsızlıktır. (Battal ve Özmenler, 1997)

TSSB’nin ortaya çıkmasında, travmanın şiddeti, bireyin travmatik olaylarla geçmişteki deneyimleri ve sonrasındaki yaşam koşulları gibi çeşitli faktörler etkilidir. (Bolu vd., 2014) Bu bağlamda, çeşitli sınıflamalarda TSSB semptomları farklı şekillerde ele alınmış olmakla birlikte genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Yaşadığımız dünyada, birçok insan travmatik olaylarla karşılaşabilir ve bu olayların etkileri uzun vadeli olabilir. Bu durum, bireylerin travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşamasına neden olabilir. TSSB, kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Bu yazıda, TSSB’nin ne olduğunu ve nasıl etki ettiğini daha yakından inceleyeceğiz.

TSSB, genellikle şiddet içeren, cinsel saldırı, doğal afetler veya savaş gibi travmatik olayların ardından ortaya çıkar. Bu tür olaylar, bireyin beyni ve sinir sistemi üzerinde derin etkiler bırakabilir. TSSB belirtileri arasında tekrarlayan kabuslar, anılarla sürekli meşgul olma, konsantrasyon güçlüğü, aşırı uyarılma ve kaçınma davranışları bulunur. Bu belirtiler genellikle travmatik olaydan hemen sonra değil, genellikle haftalar, aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkabilir.

TSSB’nin etkileri, bireyin kişisel ve sosyal yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir. Sosyal ilişkilerde zorluklar yaşanabilir, çalışma hayatında sorunlar ortaya çıkabilir ve genel yaşam kalitesi düşebilir. Bu nedenle, TSSB’nin erken tanınması ve etkili bir şekilde tedavi edilmesi önemlidir.

TSSB’nin tedavisi genellikle psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin kombinasyonunu içerir. Psikoterapide, birey travmatik deneyimleriyle yüzleşme, duygusal düzenleme becerilerini geliştirme ve rahatlama tekniklerini öğrenme sürecinden geçer. İlaç tedavisi semptomların yönetimi için kullanılabilir ve bireye destek sağlayabilir.

Sonuç olarak, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), yaşanan travmatik bir olayın ardından ortaya çıkabilen ciddi bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Ancak, uygun tedavi ve destek ile bireyler TSSB’nin etkileriyle başa çıkabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Bu nedenle, TSSB hakkında farkındalığın artırılması ve erken müdahalenin teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Zorlu Deneyimlerin Ardından İnsan Zihnindeki Ayak İzleri

Zorlu ve travmatik deneyimler, insanların zihinlerinde derin izler bırakabilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bu tür deneyimlere maruz kalan kişilerde yaygın olarak görülen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. TSSB, ciddi bir stres tepkisi olarak ortaya çıkar ve uzun süreli etkileriyle bilinir.

TSSB, özellikle savaş, doğal afetler, cinsel saldırılar veya ciddi kazalar gibi olaylar sonrasında görülme eğilimi gösterir. Bu tür travmatik deneyimler, kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde etkileyebilir ve normal işlevselliğini bozabilir. TSSB’nin belirtileri arasında anıları yeniden deneyimleme, sürekli tetikte olma, uykusuzluk ve duygusal kararsızlık yer alır.

Bu rahatsızlık, genellikle beyindeki stres yanıtıyla ilgili bir dengesizlikten kaynaklanır. Travmatik olaylar, beyindeki amigdala adı verilen yapıyı aşırı aktive eder. Bu da sürekli bir alarm durumu yaratır ve kişinin tehdit algısını artırır. Aynı zamanda, TSSB’nin neden olduğu stres, hipokampüs adı verilen beyin bölgesinde de hasara yol açabilir. Hipokampüs, stres tepkisini düzenleyen ve anıları düzenleyen bir yapıdır. Bu hasar, kişinin travmatik olayları düzgün bir şekilde işleyememesine ve belleğindeki izleri sürdürememesine yol açar.

TSSB’nin tedavisi, birçok farklı yaklaşımdan oluşabilir. Bilişsel davranışçı terapi, TSSB semptomlarını yönetmeye yardımcı olmak için etkili bir yöntemdir. Bu terapi, kişinin travmatik olaylarına ilişkin yanlış inançları ve düşünceleri tanımlamasına ve değiştirmesine odaklanır. Ayrıca, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) gibi teknikler de TSSB’nin tedavisinde kullanılır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), zorlu deneyimlerin insan zihninde derin ayak izleri bırakan ciddi bir rahatsızlıktır. Bu bozukluk, uzun süreli etkileriyle günlük yaşamı etkileyebilir. Ancak, uygun tedavi yöntemleri ile TSSB’nin semptomları yönetilebilir ve kişinin yaşam kalitesi iyileştirilebilir.

Hayatta Kalma Mekanizması: TSSB’nin Nasıl Oluştuğunu Anlamak

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Stres, günlük yaşamın bir parçasıdır ve insanların hayatta kalma mekanizmasının doğal bir bileşenidir. Ancak bazı durumlarda, travmatik olaylar sonucunda stres yanıtları aşırı hale gelebilir ve kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bu aşırı stres tepkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

TSSB, genellikle şiddetli bir travma yaşayan kişilerde görülür. Bu travmalar, savaş deneyimi, cinsel saldırı, fiziksel şiddet veya doğal afet gibi birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bu tür bir travma, beyinde derin bir etki yaratır ve normal stres tepkilerini bozar.

TSSB’nin belirtileri çeşitlilik gösterebilir, ancak en yaygın olanları kabuslar, tekrarlayan hatıralar, anksiyete, uykusuzluk ve sosyal izolasyondur. TSSB’li bireyler genellikle travmatik olayın tekrar yaşanacağından endişe ederler ve bu nedenle normal günlük aktivitelere katılmaktan kaçınırlar.

Bu bozukluğun nasıl geliştiği tam olarak anlaşılamamış olsa da, araştırmalar genetik faktörlerin, çocukluk travmalarının ve beyindeki kimyasal dengenin TSSB’nin oluşumunda rol oynadığını göstermektedir. Beyindeki stres tepkilerini düzenleyen amigdala adı verilen yapı, TSSB’nin temelinde önemli bir faktördür.

TSSB’nin tedavisi mümkündür ve çeşitli yaklaşımlar içerebilir. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve destek grupları, TSSB semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, bireylerin sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmeleri ve destekleyici sosyal ilişkiler kurmaları da önemlidir.

TSSB, travmatik olaylara maruz kalan kişilerde ortaya çıkan aşırı stres yanıtının bir sonucudur. Bu bozukluğun belirtileri yaygın olup yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak, uygun tedavi ve destekle, TSSB’li bireylerin iyileşme şansı vardır ve hayatta kalma mekanizmalarını yeniden dengeleyebilirler.

Zihinsel Yaraların İzleri: TSSB’nin Beyindeki Etkileri

Zorlu yaşam deneyimleri, bazen zihinsel yaralara neden olabilir ve bireyler üzerinde derin etkiler bırakabilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) bu izlerden biridir ve beyinde çeşitli etkiler yaratır. TSSB, kişinin travmatik bir olaya maruz kalması sonucunda ortaya çıkan bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu makalede, TSSB’nin beynin nasıl etkilendiğini araştıracağız.

TSSB, beyindeki birçok bölgeyi etkileyebilir. Öncelikle, amigdala adı verilen yapı üzerinde büyük bir etkisi olduğu bilinmektedir. Amigdala, duygusal tepkilerin düzenlenmesi ve korku yanıtının kontrol edilmesinde önemli rol oynar. TSSB durumunda, amigdala aşırı aktive olur ve sürekli olarak tehdit hissi yaratır. Bu da, kişinin günlük yaşamında sürekli tetikte olmasına ve aniden ortaya çıkan panik ataklarının yaşanmasına yol açabilir.

Buna ek olarak, TSSB’nin hipokampus üzerinde de önemli etkileri vardır. Hipokampus, hafızanın işlendiği ve depolandığı beyin bölgesidir. TSSB’nin uzun süreli etkileri, hipokampusun hacminde azalmaya neden olabilir. Bu da kişinin travmatik olayların detaylarını hatırlamasını güçleştirir ve hafıza sorunlarına yol açabilir.

TSSB’nin beynin bir diğer önemli bölgesi olan prefrontal kortekste de belirgin etkileri vardır. Prefrontal korteks, düşünme, karar verme ve duygusal kontrol gibi yüksek düzeyli bilişsel işlevlerin düzenlendiği yerdir. TSSB durumunda, prefrontal korteks işlevleri bozulabilir ve kişi zorluk yaşayabilir; örneğin, konsantre olmakta zorlanabilir, karar vermede güçlük çekebilir veya duygusal tepkilerini düzenlemekte sorun yaşayabilir.

TSSB beyinde çeşitli etkiler yaratır. Amigdala, hipokampus ve prefrontal korteks gibi beyin bölgeleri TSSB’nin izlerini taşır. Bu izler, kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir ve günlük işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir. TSSB’nin beyindeki etkilerinin anlaşılması, bu rahatsızlığı olan bireylere daha iyi destek sağlama ve tedavi yaklaşımlarını geliştirme konusunda önemli bir adımdır.

Tehlikeden Sonra: Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Belirtileri ve Tanısı

Travmatik bir olayın ardından, bazı insanlar travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) deneyimleyebilir. TSSB, bireyin olayı tekrar yaşama, sürekli bir endişe hali içinde olma ve duygusal sıkıntılar yaşama gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu makalede, TSSB’nin belirtilerini ve tanısını ele alacağız.

1-Travmatik olayın tekrar tekrar yaşanması: Travmatik bir olayın hatırlanması, istemsiz olarak yinelenen düşünceler, duygular veya fiziksel semptomlar olarak ortaya çıkabilir. Kişi travmatik olayı çağrıştıran bir uyaranla karşılaştığında, olay tekrar oluyormuş gibi hissedebilir ve fiziksel tepki verebilir. Bu yeniden deneyimleme genellikle travmatik olayla ilgili canlı görsel imgeler ve o sırada yaşanan bedensel hislerle karakterize edilir. Bireyin olayla ilgili yinelenen anıları ve kâbusları, olaya benzer durumlara veya uyaranlara tepki olarak aşırı rahatsızlık şeklinde ortaya çıkar (Kring & Johnson, 2015). Düşlemler, düşünme, algılama veya dissosiyatif geri dönüşler şeklinde olabilir. Dissosiyatif geri dönüşler, herhangi bir bilinç bozukluğu olmaksızın travmatik olayın canlı bir şekilde yeniden deneyimlenmesidir (Özgen ve Aydın, 1999).

2-Heyecansal sınırlılık ve kaçınma: Heyecansal sınırlılık, travma yaşayan kişilerin öz kontrol güçlüklerinin bilincinde olmalarıyla kendi performanslarını öz benliklerine yöneltmeleri, bu şekilde kişisel doyumların sınırlanması amaçlanmaktadır.

Kaçınma, bireyler travmayı anımsatan her şeyden kaçınabilir. Kişiler travmayı düşünmekten, travmatik anıların küçük parçalarını hatırlayabilirler. Kişiler travmayı anımsatan bütün durumlardan ya da olgulardan düşünsel açıdan kaçınma eğilimi gösterebilirler ve bu durumdan rahatsız olmazlar. Ayrıca, yakın çevresindeki sevdiklerini kaybeden kişilerde yaşanan durumdan dolayı oluşan travma ile kişiler yakın ilişkiler kurmaktan kaçınabilmektedir.

3-Artan uyarılmışlık ve tepkisellik: Bu tepkiler arasında gerginlik, sinirlilik, saldırganlık, kayıtsızlık, kendine zarar verme, konsantrasyon sorunları, aşırı tetik- te olma ve kolayca ürkme ortaya çıkabilir. Bu grupta uyku bozuklukları ön plandadır, sıklıkla uykuya dalmada ve uykuyu sürdürmede bozukluk biçiminde görülür. Hasta uykusunu travma ile ilgili kâbusların böldüğünden yakınır.

TSSB tanısı alan kişilerde uyku sırasında şiddetli kol, bacak ve vücut hareketleri olabilir. Bunun yanında uyarana tepki verme eşiğinin düşmesi (irritabilite), öfke patlamaları, odaklanma güçlüğü, irkilme tepkileri ortaya çıkar. Ses, ışık, dokunma gibi uyaranlara aşırı irkilme tepkisi verme; çarpıntı, solunum sıkıntısı, yerinde duramama gibi sempatik hiperaktivasyona bağlı belirtiler de grupta sayılabilir. Travmatik olay her an tekrar yaşanacak duygusu aşırı tedirginlik ve tetikte olma hissi, kendini diken üstünde hissetme TSSB tanısı konulan bireylerde en yaygın görülen aşırı uyarılmışlık göstergeleri arasında yer almaktadır (Kring ve Johnson, 2015; Akt. Savi Çakar, 2022, s. 513).

Travma sonrası diğer duygu durum ve bilişsel değişimlerde sıklıkla yaşanmaktadır. Bunlar arasında; travmatik olayın bazı yönlerini hatırlayamama, ısrarcı olumsuz bilişler, olaya dair kendini ya da başkalarını suçlama gibi belirtiler yer almaktadır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu belirtilerinin, travmatik olay önce- sinde var olan, travma esnasında oluşan ve travma sonrasında ortaya çıkan birçok faktör tarafından etkilendiği unutulmamalıdır. (Özkul ve Çalık Var, 2019)

Tablo 5. DSM-5 Madde Kullanım Bozuklukları Tanılama Kriterleri

DSM-5’ de (APA, 2014, s. 146-151) (Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı) Tanı kriterleri esas alınmıştır.

  1. Kişi gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da ağır yaralanma tehdidi. Gerçek bir tecavüze ya da tecavüz tehdidinden biri veya daha fazlasını aşağıdaki yollardan biri ya da birden fazla yolla yaşamıştır.
  2. Olay (lar)ı kişinin kendisinin deneyimlemesi,
  3. Olay (lar)ın başkalarının başına gelmesine şahit olmak,
  4. Yakın akraba veya arkadaşlarının, şiddet içerikli bir olay veya kaza sonucu gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi yaşamış olduklarını öğrenmek,
  5. Olay (lar)ın tiksindirici detaylarına aşırı düzeyde ve/veya tekrarlı bir şekilde maruz kalma (örn. vücut parçalanmalarını gören ilk müdahale ekibi çalışanları ve tekrarlı bir biçimde çocuk istismarı detaylarına maruz kalan polisler gibi). Bu maruz kalma iş ile ilişkili olmadığı sürece elektronik medya, televizyon, filmler veya fotoğraflarla maruz kalmayı içermez.
  1. Aşağıdakilerden bir ya da daha fazlasının bulunduğu, travmatik olay (lar)dan sonra başla yan ve travmatik olay (lar)la ilişkili yeniden yaşantılama semptomları:
  2. Travmatik olayın kendiliğinden veya anımsatan bir yaşantı sonrasında tekrarlı, istemsiz ve sıkıntı yaratan hatırlanmaları (Çocuklarda travmanın kendisini ya da değişik yönlerini konu alan oyunların tekrarlı oynanması şeklinde gözlenebilir),
  3. İçeriği ve duygu durumu travmatik olay (lar)la ilişkili olan tekrarlı sıkıntı veren rüyalar (Çocuklarda, fark edilebilir içeriği olmaksızın kabuslar görülebilir),
  4. Travmatik olayın yeniden oluyormuş gibi hissedildiği veya yaşandığı dissosiyatif reaksiyonlar (örn. flashbackler). Bu tür reaksiyonlar bir spektrum şeklinde oluşabilir, en uç noktasını mevcut zaman dilimindeki etrafla ilgili farkındalığın tamamıyla kaybedilmesi oluşturabilir (Çocuklarda, oyun içinde travmaya özgü yeniden canlandırma oluşabilir),
  5. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran içsel ya da dışsal olaylarla karşılaşma sonrasında yoğun veya uzun süren bir psikolojik sıkıntı yaşama,
  6. Travmatik olayı hatırlatan olay (lar)a karşı anlamlı fiziksel reaksiyonlar. (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, 2014, s. 146)

 

Kaynakça

KAYNAKÇA

  1. Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014) Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan, çev. Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara.
  2. Battal, S., Özmenler N. (1997). Posttravmatik stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu. Psikiyatri Temel Kitabı, C Güleç̧, E Köroğlu (Ed.), Hekimler Yayın Birliği: Ankara.
  3. Bolu, A., Erdem, M. ve Öznur, T. (2014). Travma sonrası stres bozukluğu. Anatoli̇an Journal Of Cli̇ni̇cal İnvesti̇gati̇on, 8(2), 98-104.
  4. Figley, C. R. (2005). Review of Beyond Trauma: Conversations on Traumatic Incident Reducti on, edited by Victor R. Volkman, Ann Arbor, Michigan: Loving Healing Press, 2003 for the Journal of Trauma and Dissociation, 6:3, 145-147
  5. Kring, A. M. Johnson, S. L. (2015). Anormal Psikoloji, Muzaffer Şahin (Çev. Ed.), Ankara: Nobel.
  6. Özgen, F. ve Aydın, H. (1999). Travma sonrası stres bozukluğu. Klinik Psikiyatri, (1), 34-41.
  7. Özkul, M., & Çalık Var, E. (2019). İkincil Travmatik Stres ve Sosyal Destek İlişkisinin Değerlendirilmesi. Türkiye Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi, 1(2), 49-62.
  8. Savi Çakar, F. (Ed.). (2022). Travma psikolojik danışmanlığı. Pegem Akademi.

 

Daha detaylı bilgi için DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabın’da Majör Depresyon Tanı Ölçütlerini İnceleyin: https://g.co/kgs/iJwJonW

Diğer içeriklerimize göz atmak için:https://www.psikoyolculuk.com/psikolojik-rahatsizliklar/

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.